Bilmem Anlatabiliyor Muyum? Türkçe Yazım Kuralları

Ne yazık ki iletişim çağında yaşıyor, özellikle de son dönemde, çoğunlukla yazılı biçimde iletişim kurmaya çalışıyoruz.

Zaman zaman bilmediğimiz, zaman zaman da dikkat etmediğimiz ya da önemsemediğimiz için dilimizi yanlış kullanıyor ve anlatmak istediklerimizi düzgün biçimde ifade edemiyoruz.

Aslında o kadar da emin olmamakla birlikte, anlaşılmanın bizler için önemli olduğunu düşünmekten yanayım ben ve size bir müjdem var: Geç kalmış değiliz!

Azıcık dikkat ederek daha düzgün bir şekilde ifade edebiliriz kendimizi. Çok samimi söylüyorum, o kadar da zor değil ve birazcık dikkat edince, kısa sürede otomatikleşiyor her şey.

İlerleyen satırlarda sıkıcı konulara gireceğim tabii ki ama öncelikle birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum:

  • Kelimelerle kedinin köpekle oynadığı gibi oynayabildiğinize dair geçerli bir bilgiye sahip değilseniz bırakmayın dağınık kalmasınlar; olabildiğince kısa ve basit cümleler kurmak sizi daha anlaşılır kılacaktır.
  • Noktalama işaretlerine sahip olmayan metinler anlaşılır değildir. Nokta, virgül ve benzeri temel noktalama işaretlerini bile kullanamıyorsanız, ifade etmek istediğiniz şeyleri kendinize saklamak daha mantıklı olabilir. Göstereceğiniz minik bir çaba, noktalama işaretlerinin nasıl kullanılacağını anlamanız için yeterli olacaktır; tembelliği bırakın ve kendinize geliştirmeye bakın.
  • Kelimeler arasında boşluk bırakılır, fakat bu durum noktalama işaretleri için geçerli değildir. Noktalama işaretleri, takip ettikleri kelimelerden sonra boşluk bırakılmadan kullanılırlar ancak noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmak gerekir. Yazdığınız metinlerde uygun boşluklar bırakmamak yazdıklarınızın daha zor okunmasına, mesajlarınızın yerini bulmamasına neden olur.
  • Anlattıklarınızı parçalara ayıran paragraflar şeklinde ifade etmek daha anlaşılır olmanıza yardımcı olacaktır. Hatta kendinizi daha anlaşılır kılmak için paragraflar arasında başlıklar da kullanabilir, yazdıklarınızın içeriğe göre daha belirgin bir ayrıma sahip olmasını sağlayabilirsiniz.

de / da meselesi

Eğitim sistemimizin neden bunu öğretmeyi beceremediğini bir türlü anlayamıyorum ben. En sıkıcı anlatım şöyle: Bağlaç olan de/da ayrı, ek olan de/da ise kelimeye bitişik yazılır.

İyi de hangisinin bağlaç hangisinin ek olduğunu nereden anlayacağız?

  • Kullandığınız cümlede de/da’yı çıkardığınızda anlam bozuluyorsa, bu de-da ektir ve bitişik yazılmalıdır. Eğer de/da’yı çıkardığınızda cümlenin anlamı değişmiyorsa bunları ayrı yazmalısınız.

Hadi bir örnek verelim:

Geçenlerde Ersoy’u ziyaret ettik. (de çıkarılırsa cümle “Geçenler Ersoy’u ziyaret ettik" hâline gelir ve anlam bozulur, de bitişik yazılmalıdır.)

Kenan’ın da birası var. (da çıkarılırsa cümle “Kenan’ın birası var” hâline gelir ve anlam bozulmaz, da ayrı yazılmalıdır.)

Bir örnek yeter mi dersiniz? Hayatta da yetmez. Aşağıdaki cümlelere göz gezdirin ve hangisinin neden doğru olduğunu görmeye gayret edin.

Özgür’ün verdiği şişenin dibinde tortu var. / Özgür’ün verdiği şişenin dibin de tortu var.

Yüzde ısrar etme, doksan da olur. / Yüzde ısrar etme, doksanda olur. (Mevlana)

Buda mı gelecekti başımıza? / Bu da mı gelecekti başımıza?

Durul’un fıçılarda üç bira var. / Durul’un fıçılar da üç bira var.

  • Ayrı yazılan de/da’dan önce noktalama işareti kullanılmaz ve bunlar hiçbir zaman te/ta şeklinde yazılmazlar.

ki

Burada da benzer bir durum söz konusu. Bağlaç ise ayrı, ek ise birleşik yazılıyor.

Hangisinin bağlaç hangisinin ek olduğunu anlamak ise daha kolay sanki. Ki’ye -ler ya da -lar ekleyin. Anlam bozuluyorsa karşınızdaki bağlaç olan ki ve ayrı yazılmalı. Eğer anlamda bir bozulma yoksa, bunu bitişik yazmalısınız.

Örneklerden gitmek daha anlaşılır hâle getirecek hiç şüphe yok ki…

Odaya döndüğümde baktım ki Gülendam gitmiş.

“Aman kitaptaki reçetelerden uzak dur,” diye haykırdı Engin.

Bana söylemedi ki Mehmet Sami, haberim olsun.

Bir şarkı tutturdu Akgün: “Duydum ki unutmuşsun, gözlerimin rengini…”

Bu ki meselesinde bazı kolaylıklar ve bazı zorluklar da var ama…

  • Bazıları bağlaç olduğu hâlde bitişik yazılan ki’ler de var. Hemen tanıyacaksınız:

belki / çünkü / hâlbuki / mademki / meğerki / oysaki / sanki

  • Bir eylemden sonra gelen ki bağlaçtır ve ayrı yazılır:

baktık ki / anladık ki / gitmedi ki / dedi ki

  • Kendisinden önce -de -da ekleri kullanılmışsa, genellikle bitişik yazılır:

dünyadaki / masadaki / dayımgildeki / kutudaki / maltlardaki

  • Şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan ki da ayrı yazılır:

Cem’de Maris Otter kaldı mı ki? / Eşek herif öyle çok içmişti ki iki selam etmeden Zoom’u kapatıverdi.

soru ekleri

  • Bu ek gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar:

Pale ale maltı kaldı mı? / Aaaa YYY! Sen de mi geldin? / Olur mu? / Hocam zoom ücretli olacak diyorlar, yok degil mi öyle bir şey?

  • Soru ekinden sonra gelen ekler, bu eke bitişik olarak yazılır:

XXX bira gönderecek misin? / İçiyor muyuz? / Can sen söyle, saçmalıyor muyum? / Dayısı da gelecek miydi?

  • Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı yazılır:

Güzel mi güzel! Yağmur yağdı mı dışarı çıkamayız.

  • Birleşik fiillerde mi soru eki iki kelimenin arasına da gelebilir:

Mehmet vaz mı geçti? Özlem kim çi diye mi yazmıştı? (Özlem Karadenizli ise ki kullanımı hatalı olmayacaktır.)

şapkalı kelimeler

Şapkalı kelimeler meselesine hiç giresim yok ama şunu da demeden geçemeyeceğim: “Şapkalar kaldırıldı!” diye bir şey yok. Tamamen şehir efsanesi…

Madem bu kadar yazıp dilimizi damağımızı kuruttuk, şimdi bir şerkıyla neşelenme zamanıdır:

https://www.youtube.com/watch?v=-ukju9_Lx4k

Göstereceğiniz özen için şimdiden teşekkürler.

14 Beğeni