Ozaman bir özür dilemeliyim hafızam beni yanılttığı için.
Aklıma chansonları ve Jaques Prévet’in "Dejeuner de Maten"ini aklıma getirdi: Sans me parler sans me regarder, il s’est levé…
Kurukuruya “özürü” sevmem. Aradım buldum, Bobo’ymuş o yorumu yapan, Mor ve Ötesi paylaşımının altına
Yok hocam, özür beklentisiyle yazmadım, çok fazla yerli şarkıcılarımızın konserine gitme imkanım olmadı, bu nedenle yorum yapamıyorum ama ses düzeltme teknolojilerinin de varlığından, hatta konserler sırasında kullanıldığından bihaber değilim
Onların bizi hatırlaması değil bizim onların o günlerini bilmemiz önemli Bobo!
Bu başlık baya aktif gözlemlediğim kadarıyla, hem iyi hem kötü şeyler paylaşılıyor . Müzik, bireyin kimliğine göre ruhu titreştirir, kötü ve iyi tercihim/iz nasıl var olduğum/uzla alakalıdır. Kimisinde ağır bir ağıt coşku uyandırırken kimisinde de oyun havası anksiyete tetikleyebilir. Ben de bu aralar ilk biramı açarken dinlediğim iki türküyü paylaşıyorum.
- Dünya savaşından sonra Amerika’da yeni bir altına hücum dalgası başlamış, ama bu sefer altın değil de uranyum avına çıkmış insanlar. Önce akıllarıyla dalga mı geçeyim diye düşündüm ama 50 yıl sonra şimdi yaptıklarımızla da torunlarımızın dalga geçebileceğini düşünerek vazgeçtim…
Bi de şarkı yapmışlar… (Arada sırada Fallout oyun soundtrackleri dinlediğim doğrudur, dizisini de beğendim bu arada tavsiye edilir)
Ayıp oluyor ama cidden
hahaha (yirmi karakter)