Elit sınıf wiki bölümünde kendi aralarında söyleşip duruyor, biz avama söz hakkı verilmiyor.
Ocak üstünde saatler boyu sabit sıcaklığı tutturmak zor ve eziyet vericidir muhakkak. Peki bu işi sıcaklık kontrollü fırında yapmanın önünde bir engel var mı? Dehşet verici elektrik maliyetinden başka?
Hayır yok tabii, neden olsun. Potansiyel olarak gayet iyi fikir. Ancak kafaya takılabilecek birkaç nokta da var gibi:
Fırınların sıcaklık kontrolü ne kadar hassas? Mutlaka ısıtıcının devreye girip çıktığı bir tolerans aralığı olmalı. Bu ne kadar ve fırın bunu hangi hassaslıkta ölçüyor?
Bütün bunlar denemeden bilinmez. Denemek de sorunu ortaya atana düşer.
Isının eşit dağılımını sağlayan fanı açık tutmak iyi fikir olabilir.
Evet, kablolu bir fırın termometresi kullanarak gerçek sıcaklığı ve termostatın aç-kapa sıcaklık aralığını gözlemek şart. Sanırım günümüz fırınlarında en fazla ±2°C civarındadır. Ama bir kere fırını tanıdıktan sonra herhalde ocak üstüne göre daha konforlu bir kaynatma mümkün olur.
Tabi harcanan elektriğin maliyetiyle hazırını Brouwmarkt’tan alıp DHL ile getirtip gümrüğünü ödemenin maliyetini karşılaştırmak da iyi olur.
İçine sıvı kaçırıp bozduğum kablolu probumu tamir eder etmez girişeceğim.
Fırında yapma düşüncesi (elektrik parasını bir kenara koyarsak) hoş ama denemek şart.
Taşma kontrolü açısından sorun çıkarabilir gibi hissediyorum ben.
Hani teorisyen yanım çok kuvvetli değil ama sanki aynı miktar kalori alıyor olmasına rağmen zaman zaman taşma eğilimi daha yüksek oluyor gibi geliyor bana.
Evet, bu doğru galiba.
Muhtemelen karışımın tam homojen olamaması ufak tefek PH ve sıcaklık farkları; o da ani bölgesel genleşmelere neden oluyor. Fırın içi tepsi üstü yağlı kağıt üstü derin tencere içi candy bu sorunu çözebilir belki.
Aslında @Alpayc bir candi pişirme tenceresi tasarlasa…
Ortadaki delikli bir çubukla soğuk su eklemesi yapılabilse…
Tabanı geniş üst kısmı dar olsa ve dâhili pHmetre otomatik olarak pH ölçümü yapabilse…
Hatta süt bitince Migros’tan da sipariş verme imkânı olsa…
Valla çok iyi fikir de, @Alpayc bilindiği gibi Gaudi’nin La Sagrada Familia yaklaşımını motto edinmiş bir arkadaşımız. Bari eli değmişken hepimizin 22.yüzyıla kadar yaşamasını sağlayacak bir de iksir tasarlasın da, küçük de olsa candi pişirme tenceresinin bittiğini görme şansımız olsun.
Dün akşam bende planladığım tripel ve quadripel için dün akşam basit şeker yaptım. Öyle ciddi reaksiyonlar vs yok tarifimde ama yeni başlayanlar çekinenler için yol gösterici olabilir.
İki farklı çeşit amacıyla iki ayrı parti yaptım. Biri dark sugar biri amber sugar
Gelelim tarife
Gerekli malzemeler
1 kg toz şeker
200 ml su
1 tatlı kaşığı limon suyu
tencere
Başlayalım:
Şeker ve su iyice bulamaç haline gelene kadar karıştıralım zira bir daha karıştırma olmayacak
Ocağın en ufak gözünü en kısık şekilde açalım.
125 dereceye gelince ocağın altını kapatıyoruz ve 115 dereceye kadar o şekilde kalıyor. 115’e gelince ocağın altı yine en kısıkta açılıyor ve 135 C’ye kadar açılıyor. 135dereceye gelince tekrar kapatılıyor Ocak. Bu döngü (125-115-135) yaklaşık 20 dakika sürüyor. Rengin hafif sarardığını görüyorsunuz.
135’te kapatıp 125 dereceye düşmesini bekliyoruz. Sonra tekrar kısık ocağı yakıp 145 dereceye getiriyoruz ve tekrar kapatıyoruz. Renk biraz daha portakal rengine yaklaştı.
155 dereceye düşünce tekrar ocağın altını açıp ısıyı arttırıyoruz 175dereceye gelince artık dark şekerimiz hazır altını kapatıp yavaşça 150 dereceye kadar soğutup tepsiye sürüp soğumasını bekliyoruz