Ticari Bira Tadım Notları | Trappistes Rochefort 10

Sevgili Ersoy’un görevlendirmeleriyle…

İlk ticari bira tadım notlarımı bir canavarın ardından yazıyorum. Siz masum göründüğüne bakmayın, zira kendisi %11,3’lük bir alkol oranına sahip bir Trappist bira.

Trappist bira, Trappist manastırlarına bağlı bira işletmeleri tarafından üretilen bira çeşididir. Belçika’da 6, Hollanda’da 2, Avusturya, İtalya ve ABD’de 1’er olmak üzere toplam 11 Trappist manastırı vardır.

Rochefort (Brasserie de Rochefort), Trappist türü biralardan üçünü üreten, Belçikalı bir üretici. On üçüncü yüzyılda kurulan ve Notre-Dame de Saint-Rémy olarak da bilinen Rochefort Manastırı ile ilişkilidir. Manastırdaki bira üretimi, 1464 yılında manastıra gelen Sistersiyen rahiplerle birlikte başlamıştır. 1568’de tahrip olan manastır sonraki yıllarda pek çok kez yıkıma uğramış, bira üretimi de bu arada zaman zaman kesintiye uğramıştır. Manastırın son yeniden inşası ise 1887 yılındadır.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, Chimay trappistleri Rochefort’taki dostlarına yardım kararı almış ve Rochefort biraları, Chimay trappistlerinin yardımları sayesinde bugünkü kalitesine ve tutarlılığına ulaşabilmiştir. Şu an üretimi gerçekleştirilen biraların reçeteleri 1960’lı yıllardan bu yana kullanımdadır.

Tadımını gerçekleştireceğimiz Trappistes Rochefort 10, başlangıçta en çok üretilen bira olan 6’ya, 8 ile birlikte 1950’li yıllarda eklenmiş bir quadrupeldir ve bu sözcük, alkol oranı %10’un üzerindeki ultra sert manastır biraları için kullanılır. Üretimde kullanılan su, manastıra bir kilometre mesafede bulunan bir su kaynağından gelir ve yakın çevrede gerçekleştirilen bir dizi kazının bu suyun niteliklerini değiştireceğiyle ilgili bazı endişeler vardır.

3

Gelelim tadım notlarına…

Koyu amber, kahverengi, hatta çamurumsu bir görüntüsü var Rochefort 10’un. Fotoğraflardaki rengi arkadan aldığı ışığın etkisiyle biraz da amber – kahverengi arası olduğunu söyleyebilirim.

Kalıcı ve homojen bir köpüğü var.

Oldukça gövdeli.

Gazlı ve özellikle de bardağa ilk konulduğunda yoğun bir gaz çıkışı oluyor.

Tadımın aromalar kısmında daha çok yol almam lazım ama bu birada aynı anda pek çok farklı aroma var ve karmaşık yapısı hemen hissettiriyor kendisini.

Dikkat çeken ilk aromalar kuru erik, kuru üzüm. Arkalardan gelen hafif bir muz aroması da var sanırım. Kuru meyve esansları; topraksı, tatlı aromalar var.

İlk yudumdan itibaren yüksek alkollü bir şey içiyor olduğunuzu hissettiriyor. Genizde kalıcı ve yudumun ardından gırtlağa doğru inen bir acılık var ama hiç rahatsız edici değil.

Konyak ya da sert bir kırmızı şarap içiyor olduğunuzu düşünebilirsiniz.

Ersoy, “Bir aşk ya da nefret ilişkisi oluyor bu birayla, bakalım seninkisi ne olacak,” demişti bana. Üzerinde düşündüğüm zaman, bende ne bir aşk ne de nefret yarattığını söyleyebilirim. İter aşk isterse de nefret olsun, Trappistes Rochefort 10 özel bir bira ve her ölümlünün birkaç yudum da olsa bunun tadına bakması gerekir diye düşünüyorum.

4

Sürekli alıp içer miyim emin değilim ama harıl harıl yanan bir şöminenin önünde, elimde doğru bardakla tükettiğim bir şişe düşüncesi de heyecan veriyor bana.

Bu heyecanı yaşamamı mümkün kıldığı için sevgili şirin babaya çok teşekkür ederim. :kissing_heart:

Bildiğim kadarıyla şu an ülke sınırları içerisinde bir şişe daha var bundan. Yani… Sizin notlarınızı da heyecanla bekliyoruz @Gulendam

16 Beğeni