Şu kısacık ev biracılığı hayatımda, beni en heyecanlandıran , en keyif aldığım, en çok okuyup araştırdığım ve en bana en fazla katkı veren süreci paylaşmak istiyorum. Gün be gün deneyimimi aktardığım bu başlığın, eski forumda kalmasına gönlüm razı olmadı. Yardımı için @menegin e teşekkürler.
Bu başlık farkedeceğiniz üzere @ers e ait. Yeri gelmişken her paylaşımı ile önümde kapılar açtığı, vizyonumu genişlettiği , bana balık vermeyip balık tutmayı ögrettiği için kendisine çok teşekkür ediyorum. Sen bizim bu forumdaki en büyük şansımızsın.
Ayrıca maalesef artık üyemiz olmayan , ama bu başlıktaki katkılarını paylaşmamıza nezaketle izin veren , özlediğimiz tam bağımsız Türk ev biracısı Pervane Biracılığa da teşekkürler.
ŞERBETLE MAYA AVCILIĞI
Gerekenlerle başlayalım dilerseniz.
Aslında liste oldukça kısa ve bu forumdaki herkesin zahmetsizce yapabileceği/bulabileceği şeyler: En fazla 1040 (1020+ iş görür) OG, çok az miktar şerbetçiotuyla kaynatılmış şıra, birkaç adet kavanoz (mümkünse şu mason jar denen kavanozlardan. Tülbent takmak kolay oluyor-adet size bağlı ama ne kadar çok kavanoz o kadar çok iş ve o kadar çok başarı şansı.) Hepsi bu. Tabii bu sadece yakalamak için. Sonrasında mayayı izole etme ve saklama işlemleri var ki, o petri kabı, bunsen veya bek, agar agar, öze teli veya yerini tutacak DIY bir zımbırtı filan gerektiriyor. Neyse, avcılık aşaması şöyle gelişiyor:
Kaç kavanozunuz olduğuna göre (Büyük olmasınlar 300-500 ml arası iyidir) yeterli miktar malt özü ve 10 - 15 katı suyu az miktarda şerbetçiotuyla kaynatıp 1020-1040 OG arası bir şerbet elde edin. Hesabı, kavanozları yarıya kadar dolduracağınızı göz önüne alarak yapın. Starter hazırlamadan farklı olarak az miktarda şerbetçiotu kullanmamızın nedeni, havanın lactobacillus dolu olması. Yani böyle bir kapan kurulduğunda ilk gelecek balık muhtemelen lacto olacaktır. Şerbetçiotu onu baskılar ve meydan yakalamayı umduğumuz diğerlerine kalır. Bu şırayla kavanozları yarısına kadar doldurun, ağızlarını tülbentle kapatıp mason jar iseler kapağın çerçeve kısmını takarak, normal kavanozsalar lastik, ip vs ile sabitleyin. Kavanozları hava kararırken yerlerine koyun. Yer seçiminde dikkat edilecek noktalar, bitki örtüsünün yoğun olduğu, havadar yerler. Bahçe, bağ, meyve ağacı dipleri, parklar uygun yerler. Kanalizasyon, çöp konteyneri yakınları, dar, metruk ara sokaklar gibi potansiyel olarak kirli yerlerden kaçının.
Ertesi gün kavanozlarınızı evinize getirin ve tülbentleri çıkarıp kapaklarını takın. Oksijenle temaslarının olmaması gerek. Alternatif olarak ve tercihen başka uygun bir kaba alıp hava kilidi takabilirsiniz. Turnusol veya PH metreniz varsa ölçüm alın. Hepsini karanlık, oda sıcaklığında bir ortama aktarın ve beklemeye başlayın. Üç, dört gün sonra şanslıysanız mayalanma belirtileri göreceksiniz. Görmezseniz de üzülmeyin. Çok az miktarda vahşi mayadan söz ediyoruz. Beklemeye devam edin. 15 gün sonunda hala hareket yoksa umudu kesebilirsiniz. Ama daha önce değil.
Başlayan mayalanmanın tamamen sona ermesini bekleyin. Mayalnma sona ermeden hiçbir şekilde tadına bakmaya kalkmayın. Mayalanma sona erdikten sonra önce koklayın. Şerbetin üzeri küf kaplanmış bile olabilir. Küf hemen her zaman mutlaka oluşuyor. Hiç endişelenmeyin. Bu işlemi küfle hiç karşılaşmadan yapmak herhalde imkansız değildir ama imkansıza yakın. Güzel kokular alıyorsanız yaşasın! Buzdolabına koyun. Hele bir de tertemiz çökelirse var ya, Allah! Büyük olasılıkla yerel mayanızı yakaladınız.
Sonraki aşama, beğendiğiniz kavanozlardaki mayaları izole etmek. Yoruldum, onu da sonraya bırakalım (belki @Gulendam da yine el atar.) kısaca agarlı petri ile izolasyon, agar slant ile maya bankası oluşturma şeklinde özetlenebilir.
Sadece biraz bakabildim. Çalışayım da öyle el atayim bari Hocamiz isterse ne diyorduk “emir telakki ederim”