Ben genelde gaz bağlantılarını sökmüyorum ya da ihtiyaç duymuyorum. Ama bir kaç kere fıçıları farklı dolapta uzun süre gaz bağlantısı olmadan tutmam gerekti, herhangi bir sorun yaratmadı.
Ticari biralar da uzun süre gaz bağlantıları olmadan saklanıyor sonuçta.
2 haftadir 1 bar’a yakın şekilde gazlamaya bıraktığım ficidan şimdi deneme aldim. Ancak gazlanma neredeyse hiç yok denecek kadar az. İki çeşit çeşme ( akış kontrollu ve plastik çeşme) ile denedim köpük sorununu anlayabilmek için ikisinde de muazzam köpük oldu akış kontrollu olan da bir nebze daha az.
Akış kontrolü cesme ucunda john guest bağlantısı var ve oradan sizinti yapti, oraya kelepce takilacak gibi de değil nasil cozebilirim?
Gazlamayi istedigim aşamaya getirmek için şu an ne kadar gaz vermem gerekir yarin tekrar denemek istiyorum.
Köpük çok olduysa muhtemelen fazla gazlanmıştır, bu konuda bir de gıçı-musluk hat uzunlukları da önemli, buzdolabının içinde gazlandığını düşünerek söylüyorum, fıçı dışarı alınacak en az 24 saat boyunca ara ara gazı boşaltılacak tamamen, sonra tekrar baştan gazlandırılacak, force carbonation mı yaptınız?
14 psi ile 2 hafta gazladim. Ve servisi de 14 ile yapinfa yukardaki anlattığım sorun ortaya çıktı.
Servis basincini 5 psi a cektim ve akış kontrollü musluk ile gayet yavaş şekilde bardağa gazli şekilde alabildim. Ancak akış hızını köpük olmadan arttirmam için bira sıvı hattını uzatsam işe yarar mi ? Şu an bira hattim 2 metre 9.5 mm valpar hortumla.
Bence hat uzunluğu yeterli, köpük vardır da gazlanma azdır diye düşünüyorum, bunu da dediğim gibi sıcak ortama çıkartıp birada çözünmüş co2 nin azaltılması lazım, ya da basıncı servis basıncına düşürün ama içinde çözünen co2 miktarı azalmaz bu şekilde
5 psi ile servis ettiğimde gazlanmasindan memnunum açıkçası sadece akış hızını artirmak istiyorum birazda olsa, ondan sıvı hattini uzatmak geldi aklıma.
Fıçılama işine hala çok uzağım ama sırf bir kenarda dursun diye kullanılmış bir kornelyus aldım. Aslında bir kenar da bulamadığımdan şimdilik başköşede duruyor ama mayalama kabı olarak kullanmaya niyetlendiğimden yakında 15 litrelik taşdelen şişesinin yerini alacak.
Bu arada şimdiye kadar hiç ilgilenmediğim fıçı konularını da kıyısından köşesinden araştırıp okumaya başladım. Ve de keg lube diye bir maddenin varlığını öğrendim. Gıda uyumlu petrol türevi gres anladığım kadarıyla. Tak çıkar operasyonları rahat ve sağlıklı olsun diye o-ringlere sürülüyormuş.
Var mı bu maddeyi temin edip de kullanan? Ya da bir muadilini?
Kimsenin paylaşımında görmedim ama yine de sormak istedim, aramızda kegland flow stopper kullanan fıçıcı arkadaşımız var mı?
Yoksa bile belki bir beyin fırtınası yapabiliriz diyerek aklıma takılanı sormak isterim.
Kapalı transfer yaparken fıçının içine bira dolup gaz hattından sıvı gelmeye başlayınca top deliği kapatıp akışı durduruyor. Mantık olarak güzel ve kullanışlı bir ürün gibi duruyor fakat bunun olabilmesi için sıvının fazlaca dolup hattan taşması gerekmez mi?
Yani fıçı haddinden fazla doldurulmuş olmaz mı?
Fazla doldurulan fıçı sorun değil midir?
Az çok demeyelim, boş geçmeden konuyu yeşillendirelim aziz cemaat.
Bir ara ben de bakmıştım bu aparata ama sonra faydalı olmadığına karar verip almamıştım.
Dediğiniz gibi çalışma prensibi gereği en üst seviyeye kadar dolması gerekiyor, hatta top deliği kapatana kadar bir miktarda taşma oluyor. Verdiğiniz linkteki video nun 3’40" görüldüğü gibi. Teorik olarak “kapalı transfer” yapabiliyorsunuz gibi ama karşıt basınç altında dolum yapamıyorsunuz. Bence karşıt basınç olmadan da kapalı transfer yapmanın bir faydası yok.
Cornelius fıçılarda seviye göstergesi yok. Dolayısı ile biranın oksitlenmemesi için yapılan kapalı transferde ne kadar doldurduğunuzu bilemiyorsunuz. Bu aparat ile fıçıyı doldururken gaz hattından sıvı gelmeye başladığında top yükselerek gaz çıkış deliğini kapatıyor böylece gaz çıkamadığı için fıçıya bira girişi duruyor.
biraburada sitesinin blogunda “Kötü Bira Tatları ve Sebepleri” bölümümde asagidaki gibi bir tanimlama var. Ben fermentöre oksijen ve havadan bakteri bulaşmaması icin kapagini dahi açmıyorum fici aktarimi icin de kapali transfer yapiyorum. ancak muhtemelen ben de oksitlenmiş biranin tadini ayirt edemem o ayri.
Bira ıslak koli kartonu, gazete kağıdı tadi ve kokusu var.
Sebebi :
Bira oksitlenmiş, havaya maruz kalmış.
Çözüm :
Bira yapımında en sık karşılaşılan kötü tatlardandır. Fermantasyon sırasında ve özellikle birayı başka kaplara transfer ederken ya da şişelerken biranın oksijenle temas etmesi çoğu zaman kaçınılmazdır. Bu oksijen şişelendikten sonra trans-2-Nonenal T2N denilen maddenin yavaş yavaş oluşmasına neden olur. Şişeleri dik olarak bekletmek, soğukta bekletmek ve biraları aylarca bekletmeden tüketmek bu tadın belirginleşmesini engeller.
Büyük bölümünü geride bıraktığım şu hayatın hiç bir anında ne at battaniyesi kokusuna maruz kaldım ne de suya bandırılmış mukavva tükettim. Neye benzediklerini bilmem. Hatta ezilmiş tahtakurusunun kokusunu da bilmediğimden burnumu viski kadehine soktuğumda aldığım kokular hep güzel gelir.
Ama taze bira birkaç hafta içinde lezzetsizleşmeye başlamışsa, fazlaca oksijene maruz kaldığına yoruyorum. Yaptığım birçok birada ne yazık ki bu durumla karşılaştım.
Aslında şekerle gazlandırılan biralarda maya tekrar çalışmaya başladığı için şişe tepesinde kalan boşluktaki oksijeni tükettiği yazılıyor. Ama şişede kısa sayılacak bir zaman içinde lezzet bozulmasına ben oksijenden başka sebep bulamıyorum. Fıçılamada CO2 ile gazlandırma yapıldığı ve maya aktivitesi söz konusu olmadığı için, eğer maruz kalmışsa oksidasyonun etkisinin daha da yüksek olması muhtemel.